Türk Mutfağından Hikayeler
Türk Mutfağından Hikayeler nelerdir? Sevgili okuyucularımız bugün sizlerle son zamanlarda gastronomiye artan ilgiden dolayı yemekler konusunda bilgiler vermek adına bir makale yazmak istedim. Sizlere bugünkü makalemde yemek tariflerinden daha ziyade isimleri ile hikayeleşmiş olan yemeklerimizden bahsedeceğim. Hepsi birbirinden lezzetli ve hikayeleri ile de bir o kadar değişik tatlar olan bu lezzetlerimize ve bu lezzetlerimizin hikayelerine gelin hep birlikte bir göz atalım. ilginizi çekebilir; Tuzla En İyi Lokanta Tavsiyesi!
Vezir parmağı
Vezir parmağı bir tatlı olup geçmişi Osmanlı’ya kadar dayanmaktadır. Hatta hikayesi de Osmanlı zamanlarına dayanmaktadır. Osmanlı’nın en parlak olduğu bir dönemde zamanın Osmanlı Padişahı avlanmayı çok severmiş. Günlerden bir gün ava çıkan Osmanlı Padişahı ava vezirini de götürmüş ve veziri av sırasında kılıcı yanlışlıkla padişahın parmağını kesmiş acı içinde olan kıvranırken veziri “Padişahım her şerde bir hayır vardır ” demiş. Bunun üzerine çok sinirlenen padişah “Bunda ne hayır olabilir” diyerek vezirini cezalandırmıştır.
Gel zaman git zaman padişah tekrardan ava çıkmış ve av sırasında karşısına insan eti yiyen bir kavim çıkmış. Herkesi yakalayan kavim padişahi yakalamamıştır. Çünkü bu kavim vücudunda eksiklik bulunan bir insanın etini yemezlermiş. Padişahında parmağı eksik olduğundan dolayı padişahı serbest bırakmışlardır. Bu durumdan dolayı padişah vezirini affetmiş ve vezirine hayatının kurtulmasında vesile olduğu için teşekkür etmiştir. Bunun üzerine sarayda ziyafetler verilmiş ve bu olay üzerine saray aşçıları irmikle bir tatlı yapmışlardır. O gün bugündür de bu tatlının adı Vezir Parmağı tatlısı olmuştur.
Dul Avrat Çorbası
Bu çorbanın tadı güzel olsa bile hikayesi de bir o kadar hüzünlüdür. Dul Avrat Çorbası’nın hikayesi ise şu şekildedir. Yıllar önce bir kadın eşini kaybetmiştir ve bu durumdan dolayı maddi olarak geçinmekte çok fazla zorluk çekmiştir. Maddi durumdan sıkıntı çeken kadın, çocuklarının karnını doyurmakta çok fazla zorluk çekmekte ve yemek yapmakta çok zorlanmaya başlamış hatta artık yemek bile yapamaz hale gelmiştir. Bu yüzden eşi ölen kadın evinde ne var ne yoksa derleyip toplamış ve bunların hepsini suda kaynatmıştır. Ortaya çıkan bu yemeğe ise Dul Avrat Çorbası denmiştir.
İmam Bayıldı
Severek tükettiğimiz ve lezzetli olan İmam Bayıldı yemeğinin hikayesi ise şu şekildedir. Savaş döneminde ortaya çıkan bu yemeğimiz, savaştan dolayı kıtlık çeken ve çaresiz olan halk için imamın kileri çok zengin gelmiştir. Ancak imam halkın bu kilerdeki malzemeleri kullanmasına asla izin vermemiştir. Bu durumu imamın eşi de çok fazla isyan etmiş ve tek düze yemek yemekten dolayı çok sıkıldığını söylemiştir. İmam ise oluşan kıtlıktan dolayı ilerde zorluk çekmemek için böyle davrandığını söylemiştir.
Bu tartışmalardan sonra imamın eşi komşularını eve toplamış ve elde olan malzemeler ile lezzetli bir yemek yapmışlardır. Kalan malzemeleri de imamın eşi komşularına pay edip dağıtmıştır. Daha sonra eve gelen imam, patlıcan, soğan ve domatesten oluşan bu yemeği afiyetle yemiştir. Ardından kileri kontrol eden imam, kilerin boş olduğunu görünce oracıkta baygınlık geçirmiştir. Bu yüzden de bu yemeğe İmam Bayıldı ismini vermişlerdir.
Türk mutfağı çok zengindir
Sevgili okuyucularımız bugün Türk Mutfağından Hikayeler başlıklı maklemde sizlere ilgimi çekip hikayesi olan yemeklerimizden üç tanesini anlatmak istedim. Türk mutfağı çok zengin bir mutfak olup hikayesi olan yemeklerimiz elbette ki bu kadarı ile sınırlı değildir. Ama ben sizlerle bugün sizlerle üç lezzetli ve hikayesi ilgimi çeken olanları yazmak istedim.
Evlerimizde sürekli olarak yaptığımız ama isminin nereden geldiğini bilmediğimiz bu yemekler üç tane ile sınırlı değildir. İlerleyen zamanlarda bu yemeklerimizle ilgili sizler için bir makale daha hazırlayacağımdan emin olabilirsin. Peki sevgili okuyucularımız evde bilmeden yapmış olduğumuz bu yemeklerin bir hikayesi olduğunu sizler de biliyor muydunuz veya daha önce duymuş muydunuz?