ilk Sevgi

ilk Sevgi nedir

ilk Sevgi

ilk Sevgi başlıklı makalemizde bugün insanoğlu kendi içerisinde bir çok farklı duygunun bulunduğu ve bu değişik duyguları içinde barındırdığı karmaşık bir mekanizmadan bahsedeceğiz.

Yaşamımıza anne karnından merhaba deyip, bedenimiz  bu dünyaya gelene kadar ki geçen süre zarfında, bu karmaşık duyguların oluşumu çok daha net bir biçimde insanın doğumuyla ve büyümesiyle birlikte git gide şekillenip, daha çok gelişir.

Duygularımızın bu denli büyüyüp şekillenmesindeki en büyük etkenlerden birisi de ailemizdir. Ailemizde görülen, yaşadığımız olaylar, ailelerin çocuklara olan davranış ve tutumları, çocuklarının duygularını gözle görülür bir şekilde etkiler. Sevme ve sevilme duygusu, değer verme ve empati duygusu, çocuk daha anne rahmindeyken, çocuk ile annesi arasında oluşan müthiş bir duygudur.

Anne ile ilk sevgi bağımız

Sevmeyi ve sevilmeyi, birine bağlanmayı ilk kez anneden öğrenir insan. Bu sevgi karşılıksız verilen ve de hiçbir yerde bulunamayacak olan bir sevgidir. Karşısındaki insandan herhangi bir çıkar, beklenti ve karşılık beklemeden seven yalnızca kişinin anne ve babasıdır.

İnsanlar anne ve babaya duyulan sevginin yanı sıra birbirlerine karşı da duygusal hisler besleyebilirler. İki kalp arasında olan aşk ya da sevgi bu duygulardan belki de en güzel olanlarıdır.  İnsanlar birbirine karşı ansızın duygusal hisler besleyebilirler.

Bu duygular kimi zaman karşı tarafın dış görünüşünden duygusal anlamda etkilendikleri için olur kimi zamansa o kişiyi kendilerine yakın gördükleri için kimi zaman ise kendi içlerindeki duygusal çıkmazlarındayken olur.

Mutsuz, üzgün ve yaşadıkları hayattan tat alamayacak kadar karamsar günler içinde olan ve bu duygularla yaşayan insanlar, kendi yalnızlıklarını, kendi ruh hallerindeki mutsuzluklarını, dışarıda gözlerine aniden çarpan bir insan sayesinde yaşadığı sorunlarla çok daha iyi mücadele edebileceklerini düşünürler. Bundan sonra o kişiyle meşgul olur beyni sürekli. Sırf onun varlığıyla bile kurulan hayaller zihindeki bütün olumsuz düşünceleri bir bir alır götürür. Bir nevi ruhsal ve duygusal bir terapi gibidir aşık olmak. Tabi ki terapinin gidişatını belirleyecek olan da bu duygusal bağın kişiler arasında ne kadar sürdüğüdür.

Karşılıksız sevgi mümkün müdür?

Ne yazık ki aşkın insan üzerinde iyileştirici ve mutlu edici özelliği olduğu gibi tam tersi olan yıkıcı etkileri de söz konusudur. O duygu yani karşımızdaki insanı delicesine sevme duygusu olduğu zaman karşımızdaki insan bizim için neredeyse kusursuzdur.

Sanki yeryüzüne gönderilmiş olan bir melektir. Onun sadece varlığı bile insanın içini kıpır kıpır eder. Bundan sonra artık neredeyse her şey delicesine aşık olduğumuz kişiye göre kendini evrimleştirmeye başlar. Kendi düşüncelerimizden, bakış açımızdan ve normalde olaylara vereceğimiz tepkilerden ödün vermeye başlarız.

Eğer ki bu verilen ödünler karşılıklıysa o zaman kişiler çok daha mutlu olurlar. Çünkü gerçek aşk , karşılıklı olarak verilen, bir nevi tavizler yumağıdır. Eğer ki o yumağın ucunu sıkı bir şekilde yakalayıp çekersek devamının da çok güzel bir biçimde geleceğini biliriz. Bir ilişkide aşık olunan kişinin söylediği ve yaptığı her şey kendisine aşık olan kişi için istisnasız doğrudur ve de oldukça güzeldir.

Dikkatinizi çekebilir; Ağlayan sinirli çocuğu sakinleştirmenin püf noktaları

Yazı dolaşımı

Mobil sürümden çık