Gaziantep’de Bir Gün

Gaziantep'de Bir Gün zeugma

Gaziantep’de Bir Gün

Gaziantep’de Bir Gün… İlk olarak Adana turumuzu gerçekleştirip Adana’da otelden sabah 7:30’da ayrıldık ve Gaziantep’e yola çıktık. Sabahları serin olması biraz daha hazırlık sürecimizi uzatıyor diyebilirim. Arabada yan koltuktaysanız yardımcı pilot olmanız kaçınılmazdır. Su, çerez ve ihtiyaçlar konusunda eliniz  hem çocuğunuz ,hem eşiniz üzerinde olmak durumunda kalıyor. Adana’dan Gaziantep’e yolculuk süremiz iki buçuk  saat sürdü. Mola vermeden yolculuğumuzu tamamladık. Ve Gaziantep’teyiz.

İlk gezeceğimiz yer elbette Zeugma Müzesi olmalıydı. Büyük bir yerdi ve otoparkta sorun yaşamadık, yan tarafına hemen park ettik. Müze kartınız var ise işiniz çok rahat olacaktır. Müze kartımız ile Zeugma Müzesine  girişimizi yaptık. Yer altında kalan mozaikler,heykeller, resimler ve diğer eserler…

Roma kentine ait olan eserlerdeki dokuları tek tek incelemek harika bir keyif verdi.İkinci kattan baktığınızda sütunlar, ışıklandırmalar bir harika. Ve Çingene Kızı için  küçük bir koridor yapılmış. Koridor bitişinde karanlık odada ışıklandırılmış , duvarda asılı bir Çingene Kızı mozaiği ile karşılaşıyorsunuz. Hayran kalmamak elde değil doğrusu. Müzeyi gezmek fazlasıyla uzun sürüyor, özellikle tek tek incelemek isterseniz. Müzenin bitiminde açık alana geçiyorsunuz ve oradan hediyelik ürün alabilir veya yorgunluk kahvenizi içebilirsiniz.

Gaziantep ve Zeugma Çingene Kızı mozaiği

Zeugma’da büyülendikten sonra rotamızı biraz daha içerilere Kale’ye doğru çevirebiliriz. Otopark konusunda biraz sorun yaşamış olsak da amacımız Gaziantep Kale’sinin dibine bırakmaktı herkes gibi. Sonunda 25 Aralık Panorama Müze’sinin üst tarafındaki iki katlı otoparka arabamızı bıraktık. Yol süresince gideceğim yerleri hesapladığım için burası bize çok yakındı.

Gaziantep’te en meşhur yerler bir alanda toplanmış gibiydi. Öncelikle Gaziantep Kalesi’ni gezdik. İçerisinde Gaziantep’in Milli Mücadele Kahramanları’na ait bilgiler, yazılar  ve heykeller vardı. Şehit düşen 14 Çocuk , Şahin Bey, Kartal Bey ve Gaziantep’in ait kahraman halkı… Gezerken büyülenmemek mümkün değil. Nasıl da güzel anlatılmış aslında tarihi dokular. Sabah saatinde kaleye gittiyseniz çok yoğun olmuyor. Kaleden çıktıktan sonra yol ve gezi biraz yormuştu ve çok acıktığımızı söyleyebilirim.

Dünya Bir ev Olsaydı Gaziantep Kesin Mutfağı Olurdu

Gaziantep Yalçın Kebap için eşim güzel bir yer diye bahsediyordu. Sosyal medyada baya araştırmıştım. Ona gitmeye karar verdik. Kebapçı’da Ciğer, Çöp Şiş, Küşleme, Adana ve 3 tane Baklava Dilimine 125 tl vermek beni şok etmişti. Fazlasıyla ucuz  ve doyurucu gelmişti. Keyifle yemeğimizi yedik ve oğlum Adana’dan sonra burada da kebap yemeye bayıldı. Doğu’nun güzelliklerinin yanı sıra  yemekleri de büyüleyiciydi.. Güleryüzlü esnaflar ile karşılaştığınızda bu kadar yolu gelmenize değdiğini fark ediyorsunuz. Yemeği yedikten sonra yolculuğumuza başlamalıydık.

Öncelikle Gaziantep Bakırcılar Çarşısına gittik. Kalabalık bir pazardı, yavaş yavaş hem sağ hem sol taraflara bakarak ilerleyebiliyorsunuz.;Bakır fincanlar, tepsiler, lokumluklar ve bir çok işlemeli ürünler vardı. Bizzat kendileri işliyorlardı, oradan bir fincan ve lokumluk seti almadan çıkmamalıydım. Pazarlık sonucu 215 tl ye bakır bir fincan seti aldım. Gaziantep Almacı Pazar, Bakırcılar Çarşısıyla aynı yerde olduğu için oraya da uğrayabilirsiniz… Zaten yol boyu meşhur alan neyi varsa görebiliyorsunuz; antep fıstığı, kurutulmuş sebzeler, baharatlar vs.

Bir fincan kahve içme zamanı

Artık yol ve gezi yormuştu. Bir fincan kahve içme zamanı geldi ve Tahmis Kahvesi’ne gittik, öğleden sonra olduğu için kalabalık bir zaman değildi, sıra yoktu.. İçeri girdikten sonra alt katta oturduk ve kahvemizi istedik. Beklemek isterseniz üst kat çok şık, ışıklı ve daha özenilmiş bir kat orada da oturabilirsiniz.

Bizim için mekan önemliydi. Orada bulunmak ve oranın dokusunu hissetmek. Uzun süreli bir gezi yapıyorsanız buranın tadını çıkarmanızı tavsiye ederim. Bizim çok zamanımız olmadığı için yola koyulmalıydık. En son Panorama Müzesi‘ne gittik, buranın bu kadar güzel olabileceğini hiç tahmin etmemiştim. Milli Mücadeledeki kayıplar, acılar … Anıtkabirdeki Panoramanın daha büyük olanı gibi düşünebilirsiniz.

Evler, camlar, insanlar, sesler… Gaziantep’teki o duyguyu hissetmek isterseniz Kale’den sonra Panorama Müzesi olmalı. Çocuklara bir şeyi anlatmak hayal gücüne sığdırmak zor olabiliyor bazen. Bu tarz müzelerle onları tarihimizi anlatmak daha kolay olabiliyor. Son kısımda artık ağlamıştık. Ve bu kısımıda bitirdikten sonra arabamız için birkaç dakika ötedeki otoparka gidip arabamızı aldık.

Gaziantep ve Baklava

Gaziantep’e gelip baklava almadan olmazdı; Koçak Baklava’ya uğradık ve biraz şekerimizi yükseltme vaktiydi. Baklavamızı da aldıktan sonra yola koyulduk.

Gaziantep 2 gün olmalıydı ama biz bir güne sığdırdık. Akşam için otelimizi Şanlıurfa’dan almıştık. Daha çok gezmek isterseniz, Emine Göğüş Mutfak Müzesi, Medusa Cam Eserleri Müzesi, Hamam Müzesi, Millet Hanı, Gümrük Han, Yeni Han,Zincirli Bedesten,14 Şehit Anıtı, Mahallesi – Bahçeler – Parklar, Oyun ve Oyuncak Müzesi, Ali İhsan Göğüş Müzesi, Atatürk Anı Müzesi, Botanik Bahçesi, Masal Parkı, Fıstık Parkına uğrayabilirsiniz.

Gaziantep Kuru dolmasını tatmadan dönmeyin

Kuru dolmasını tatmadan gitmeyin , doğunun midyesi kuru dolması derlerdi doğruymuş. Limonunu bol sıkın , gözünüzü kapatın. Lezzet patlamalarını dinleyin, baharatların notasını keşfedin. Rotanıza buraları eklemeyi ve diğer yazılarımı takip etmeyi unutmayın.

Yazı dolaşımı

Mobil sürümden çık